Dragoman stilinde çeviri yaparken cümle yapılarının diller arasındaki seçici-geçişkenliği, üzerinde önemle ve dikkatle düşünülmesi gereken bir konudur.

Seçici geçişkenlik tanımını kullanmamın bir nedeni cümle yapısında çevirmenin seçimlerinin belirgin oluşudur. Bir diğer nedeni ise eğer çevirmen seçimlerinde hata yaparsa cümle düşüklükleri, anlam bozuklukları veya dilin yapısına uymayan, çeviri kokuyor denilen durumlar ortaya çıkmasıdır.

Çünkü her dilin cümle yapıları kendine özgüdür ve iyi çevirmen olmak isteyen önce belirli bir cümle yapısını diğer dile aynen mi yoksa o dilin kurallarına göre mi aktaracağını dikkatlice incelemek zorundadır.

Bu teorik girişten sonra cümle yapılarının geçişkenliğini Türkçe – İngilizce çevirilerde değerlendirmek üzere cümle yapılarına dair birkaç ilkeyi hatırlayalım.

  1. Türkçede yüklem sonda, İngilizcede başta veya özneye en yakın konumdadır. Özellikle uzun Türkçe cümleleri İngilizceye çevirirken, çevirmenin özneyi başa koyup hemen yakınına fiili yerleştirdikten sonra yan cümleciklerle çeviri yapması gerekirken genelde bunun tersinin uygulandığını üzülerek görüyoruz. Nedeni basit, Türkçesini okurken fiili sonda görünce çevirisinde de cümlenin sonuna bırakıyor ve böyle yaparak gördüğünü çevirdiğini yani aslına sadık kaldığını savunuyor. Oysa anlama sadık kalmak gerekiyor – cümle yapıları dillerin kendi kurallarına tabidir ve seçimlerimiz dilin kurallarına uygun olmalıdır. Bu sitede yer alan “left branching” konusunu incelemenizi öneririz.
  2. Türkçemizde olarak, yaparak gibi bağ fiiller varken İngilizcede genellikle “and” ile iki cümlecik bağlanır. Dolayısıyla Türkçeye çeviri yaparken “and” bağlaçlarını bağ fiillerle çevirmek daha Türkçe bir üslup kurmamızı sağlayacaktır. Örneğin “He leaned and kissed me” cümlesini “Uzandı ve öptü beni” diye değil, “Uzanıp öptü beni” diye çevirmek Türkçede daha doğal ve akışkan bir sonuç doğurur.
  3. Yazar uzun cümleler kurarak kendi yetkinliğini ispatlamaya çalışabilir. Ama bazen, ne kadar zorlasanız da uzun cümleleri anlaşılır bir dille çevirmek imkansızdır. Bu durumlarda cümleyi ikiye bölmek, çok uzunsa ve birden çok konuyu ele alıyorsa maddeler halinde çevirmek en sağlıklı yoldur. Yazar paragraf halinde yazmış, çevirmen maddeler halinde çevirmiş diye eleştirmek haksızlıktır. Çevirmenin en önemli görevlerinden biri anlaşılır çeviri yapmaktır. Biz Dragoman’da anlaşılır çeviri yapmaya öncelik veriyoruz.
  4. Türkçemiz isim cümleleri ve yardımcı fiillerle kurgulanan bir dildir.  İngilizce fiil cümleleriyle kurgulanan bir dildir. Çeviri oturmuyorsa, içine sinmiyorsa, isim cümlesini fiil cümlesine dönüştürme (veya tersi) üzerinde kafa yormak gerekir.
  5. Türkçemizde edilgen çatı (passive voice) daha yaygınken, İngilizcede edilgen çatının kullanımı çok daha sınırlıdır. Edilgen cümleleri etken cümlelere dönüştürme (veya tersi) üzerinde orijinal metin örneklerini inceleyerek gözünüzü eğitmenizi öneririm. Yani siz Türkçe sözleşme metnine bakıp edilgen çatıyla cümle kurabilirsiniz. Aynı konuda hazırlanmış orijinal İngilizce sözleşmelere bakın; edilgen mi, etken mi yazıyorlar inceleyin. Tersine İngilizcesinde “shall, agrees, etc.” kalıplarını görüp Türkçeye etken çatıyla aktarmak yerine, Türkçe sözleşmelerde daha yaygın kullanılan edilgen çatıya dönüştürmeye elinizi alıştırmalısınız.
  6. Bağlaçlar yazarın tercihi olmakla beraber kötü bir tercih de olabilir. Ayrıca bir dilde güzel duran bağlaç, çevirince mantıksal akışta veya paragrafın bütünlüğünü sağlama bakımından sakil kalabilir. Dolayısıyla çevirmen bağlacı kaldırma veya başka bir bağlaçla değiştirme inisiyatifi alabilmelidir. Örneğin, “but” için “ama, fakat” diyebildiğimiz kadar, “olmasına rağmen, olmakla beraber, oysa, ancak vb.” karşılıklar da düşünebilmeliyiz.
  7. Cümle uzunluklarında paragrafın ve hatta bölümün ritmini gözetmek de gerekir. Usta bir kalemden çıkan kaynak metnin ses düzeni ve sözcük – hece sayısı bakımından rahat okunur olması beklenir. İş çeviriye gelince bazen metin uzar, bazense pratik bir çözümle kısalıverir. İşte gerek bağlaç kullanımı, gerekse uzun cümleleri bölme vaya iki kısa cümleciği bağlayıverme tercihini yapacak olan uzman çevirmendir. Çünkü bazen çeviriyi aynı cümle sayısıyla bırakırsan okuyana aynı lezzeti veremezsin. Hani müzik kulağın var mı derler ya, insanda bir çeviri kulağı olmalı diyorum. Şöyle bir okuyacak ve evet, su gibi akıyor diyeceksin.
  8. Modern çeviri araçları (BDÇ – CAT programları), cümleleri segmentler halinde karşımıza çıkardıkları için paragraf bütünlüğünden kopabiliyoruz. Bir oyun veya yazılım yerelleştirmesinde, ya da otomotiv kullanım kılavuzu tercümesinde tekrarlı metin avantajı sağlayan bu teknoloji, retoriği güçlü bir yazarı çevirirken veya bir tanıtım kılavuzunu yaratıcı yerelleştirirken (transcreation) ciddi handikaplar doğurabiliyor. Bazı araçlar paragraf segmentasyonuna izin veriyorlar. Proje yöneticilerine bu opsiyonu hatırlatıp, paragraf segmentasyonu talep etmek gerekebiliyor. Aksi taktirde, mesleğin şanı kayboluyor arkadaşlar.

Bu yazıma farklı örnekler eklemek veya yeni yazılarla ve bol egzersizle zenginleştirmek istiyorum. Değerli görüşlerinizi ve eleştirilerinizi bekliyorum.

Ümit Özaydın

Dragoman.ist