Halk arzla ilgili yazı dizime, daha önce bu zorlu göreve çıkmamış çevirmen meslektaşlarım için meslek notlarıyla devam ediyorum. İlk konum Çeviri modu ve teknik ekipman

Halka arz sırasında simültane, ardıl, fısıltı, eşlik dahil her türlü sözlü çeviri modu kullanılır. İstanbul’da, Ankara’da ve diğer sabit lokasyonlarda ISO standardı kabin, kabinde çevirmenin sunumu kolayca görmesi için ekran, yuvarlak / U masa toplantı düzeninde her katılımcının sesini rahatlıkla duyacağınız kadar masa mikrofonu içeren teknik sistem kullanılmalıdır. Bu konuda ısrarcı olun; çünkü yurtdışında mobil sistemle gezmeye alışan yöneticiler, mobil sistemin çevirmenler için ne kadar yorucu olabildiğini unutabiliyorlar.

Saha ziyaretlerinde ve kokteyllerde eşlik çevirisi yapılır. Eğer yola gidiyorsanız, mutlaka ek bir takım, üstelik şık bir takım yanınızda olsun. Bir anda kendinizi zarif bir davette bulunca bocalamayın.

Mobil çeviri ekipmanı yolda yoldaşınız olacaktır. Roadshow sırasında kabinsiz çalışacak olmanın getireceği ilave strese hazır olmalısınız. Ardıl çeviri ile yetişemezsiniz, biraz ardıl biraz fısıltı gidilebilir. En iyisi meslektaşlarımızın whisper-matic dedikleri simulport sistemleri kullanmaya alışmaktır.

İkili toplantılarda mobil simültane sistemler (simulport) kullanılması son derece pratiktir. Yönetime fısıltı yapıp, yatırımcıya ardıl yapma derdinden kurtulursunuz. Basitçe kanalı 1-2 veya A-B şeklinde değiştirerek simültane çeviri yapabilirsiniz. Bu moda tek dezavantaj kabinde olmayacaksınız. Ama infoport’lardaki gibi kendi sesinizin kulağınıza gelme durumunu yaşamazsınız. Sizin çevirinizi de salondaki herkes duyacak, zaten minik bir odadır. Biraz idmanla, kısık sesle ama net konuşmaya alışmak gerekiyor. Bana sorarsanız, mobil sistemle simultane (simulport), günde sekiz toplantıyı ardıl yapmaktan daha verimli. Toplantıları ekip arkadaşınızla paylaşıp, her toplantıya tek çevirmenle girmek hem dinlendirici olur, hem de küçük toplantı odalarında yer sıkışıklığından kurtulmuş olursunuz.

Sırası gelmişken, çok küçük toplantı odalarında simulport veya infoport sistem tavsiye etmiyoruz. Olmuyor, sesler üst üste biniyor, karışıyor. En güzeli bildiğimiz ardıl çeviri. Bu biraz da kişisel tercih. Simulport’a alışan çevirmenler her yerde kullanmayı tercih ediyor. Alışık olmayanlar, salon biraz ufalınca, insanlar birbirlerine yakın oturunca ve sesler hafif karışmaya başlayınca bocalayabiliyor. Utanılacak, çekinecek bir şey değildir. Size göre değilse, işi baştan kabul etmemek en doğrusu.

Roadshow sırasında telekonferans çeviri gerekebiliyor. Bu konuda Birleşmiş Milletlerin ZipDX sistemi ve Interprefy en ideali. Çünkü tam simultane çeviri ortamı sunuyor. Eğer ZipDX veya Interprefy kullanılamıyorsa, çevirmen için ilave bir telefon hattı ile bağlanmak iyi bir fikirdir. Böylece yönetim aralıksız konuşur, siz de simültane çeviri yaparsınız; pratikte sanki iki ayrı kanaldan konferansa bağlanılmış gibi olur. Yönetimin hattı sessize alınır, çevirmenin hattı karşı tarafa verilir. Böylece simultane çeviri ilerler.

Eğer bu tür dil teknolojilerine kapalıysanız ki ne yazık ki ülkemizin en aydın ve ilerici sınıfları bile teknolojiden ürker, şirketinizdeki alıştığınız (Cisco, vb.) telekonferans ünitelerinin üzerinde ki“mute” tuşunu kullanın. Yatırımcı uzaktan sorusunu yöneltirken “mute”a basın ve yönetime Türkçe simültane çevirin. Yönetimin yanıtını “mute”dan çıkıp yine simültane olarak karşıya aktarın.